10 Mart 2010 Çarşamba

-Frenin altında yumurta varmış gibi düşün. -Çiğ mi haşlanmış mı?


On yılı aşkın süredir (tamı tamına 12) yıldır ehliyetim olmasına rağmen aktif kullanamıyorum. Arabam olmadığı için kullanmak zorunda da kalmadım ama içimde bir uktedir. Zaman zaman rüyamda görüyorum araba kullandığımı. Kendimi yüzerken gördüğüm gibi biri rahatlama sarıyor içimi.

Araba kullanmayı öğrenmek için ablama zaman zaman baskı yaptığım, beni çalıştırmadığı için küstüğüm filan olmuştur. Sonunda sevgilim beni direksiyon çalıştırmaya başladı, hem de kendi isteğiyle :)

Başlıktaki diyalog tamamen gerçektir :) Ani frenlerimden beyni sarsılan sevgilimin hafif fren yapmam için verdiği örnek alternatifleri; yumurtayı kırmadan veya kayısıyı pörtletmeden frene basmam yönündeydi. Yumurta örneği mantıksız geldi. Haşlanmış bile olsa soyulmuş değilse yine kabuğu kırılır ki ne kadar hafif basılırsa basılsın? Altındaki kayısıyı pörtletmeden frene basmak çok daha uygun geldi. Böylece sarsmadan fren yapmayı öğrenenebildim. Birazcık sağdan soldan mesafeleri, manevra yapmayı tecrübe ettim.

Bu arada fren yerine gaza basmak, içi koruma dolu bir aracın yanında (ben farketmedim bile!) adamlar işkillenene kadar kilitlenip kalmak, arkamdaki bir araca yol vermek için budanmış ağaç dallarının arasında arabayı durdurmak ve aslında yol verememiş olduğumu görmek (resmen çapraz durmuşum tek şerit yolda?) gibi faaliyetlerim de oldu, fakat tek çizik yok şimdilik :)

Havalar ısınsın bisiklet sürmeyi öğrenme maceralarıma geri döneceğim. Her şeyi yarım yarım öğrenmek ne kötü yahu?